Saç dökülmesi beslenme ve bakım gibi çevresel koşullara bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi alopesi (saçkıran) ya da hormon düzensizlikleri gibi çeşitli sağlık sorunları da yoğun saç dökülmesine neden olabilir. Özellikle erkeklerde saç kökleri testosteron hormonuna karşı aşırı duyarlıdır ve bu durum yaşla birlikte hormon seviyelerinin düşmesine bağlı olarak saç dökülmesinde artışa yol açar. Hemen her yaştan bireyi etkileyebilen bu sorunun çözümü için farklı tedavi yöntemleri geliştirilmiş ve kellik olarak adlandırılan kalıcı saç dökülmesinin tedavisi için sadece saç ekiminin etkinliği kabul edilmiştir. İlk saç ekiminin yapıldığı 1939 yılından bu yana yapılan birçok çalışma ile uygulama standartları geliştirilmiş ve bu sayede kalıcı saç dökülmelerinin tedavisi mümkün hale gelmiştir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan foliküler ünite ekstraksiyonu (FUE) ve direkt saç implantasyonu (DHI) gibi saç ekimi yöntemleri deneyimli klinisyenler tarafından uygulandığında son derece başarılı sonuçlar verebilmektedir. Diğer yöntemlere göre birçok avantajı bulunan DHI saç ekimi son yıllarda en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.
DHI Saç Ekimi Nedir?
Doğrudan saç ekimi olarak da bilinen DHI saç ekimi yöntemi, hem iyileşme süresinin kısa olması hem de tek seansta çok sayıda saç ekimi yapılabilmesi açısından en avantajlı yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Ciltteki saçlara ve sağlıklı köklere zarar vermeden saçsız alanların yoğunlaştırılarak kapatılmasını amaçlayan bu yöntem sayesinde çok daha yoğun ve doğal görünüme sahip bir saç ekimi işlemi gerçekleştiriliyor. İşlem öncesinde saç kökleri yüksek çözünürlüklü görüntüleme cihazları ile detaylı olarak incelenir. Kişinin saç tipi, sağlıklı saç köklerinin durumu, mevcut saç sıklığı ve saç dökülmesinin şiddeti, donör bölgenin özellikleri belirlenir ve ekim yapılacak bölgenin genel durumu detaylı olarak incelenir. Ardından en uygun saç ekimi tasarlanır ve lokal anestezi ile işleme başlanır.
DHI saç ekimi yönteminde genellikle kişinin ense bölgesinden alınan saç kökleri tercih edilir. En gelişmiş teknolojik cihazlardan biri olan mikromotor cihazı ile ense kökündeki sağlıklı saç kökleri özenle çıkarılır. Çıkarılan saç kökleri daha sonra özel bir solüsyon içerisine yerleştirilerek her bir saç kökünün canlılığını koruması sağlanır. Donör bölgeden köklerin alınması işlemi tamamlandıktan sonra saç ekiminin yapılacağı bölgeye anestezi uygulanarak ekim işlemine başlanır. DHI öncesinde kişiye uygun bir saç modelinin tasarlanması son derece önemlidir. Bu sayede her saçın çıkış yönüne uygun olarak yeni saç kökleri yerleştirilir ve doğal saç yapısı korunmuş olur. Ardından mikro uçlar aracılığıyla güvenli bir şekilde alınan sağlıklı kökler, saç dökülmesinin yaşandığı bölgelere doğrudan nakledilir. Saç ekimi öncesinde saçsız bölgede kanal açma gibi zor müdahaleler gerektirmeyen DHI yöntemi sayesinde hem başarılı sonuç için gereken seans sayısı azalıyor hem de işlem sonrasında yara gibi doku hasarları oluşmuyor, iyileşme süresi büyük ölçüde kısalıyor. Bu da işlem sonrasında saç ekimi yapılan bölgede enfeksiyon riskini azalttığı için DHI yöntemi en güvenilir saç ekimi yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca işlem sonrasında pansuman ve özel bir bakıma ihtiyaç duyulmadığı için hasta hızlı bir şekilde günlük hayatına dönebilmektedir. Birçok açıdan avantajı bulunan bu yöntem sayesinde doğal görünümlü, güçlü ve sağlıklı saçlara sahip olmak ve genetik ya da stres gibi faktörlere bağlı olarak yaşanan saç dökülmesi sorununu tamamen kontrol altına almak mümkündür.
DHI Saç Ekimi Hakkında Dikkat Edilmesi Gerekenler
DHI saç ekimi minimal invaziv bir işlem olduğu için işlemin steril bir ortamda yapılması son derece önemlidir. Uygun olmayan koşullarda yapılan saç ekimi sonrasında kafa derisinde enfeksiyon oluşabilir. Bu durum hem uygulamanın başarısını hem de kişinin sağlığını tehlikeye atan ciddi komplikasyonlardan biridir. Bu nedenle saç ekimi için güvenilir klinikler tercih edilmelidir. Bununla birlikte saç ekimi sonrası saçlı deride oluşan kızarıklık, hassasiyet, kaşıntı, kabuklanma gibi durumlar 1-2 hafta süreyle normal kabul edilir. Bu belirtiler işlem yapılan derinin sağlıklı iyileşme sürecinde görülen normal bulgulardır. Ancak iki haftadan uzun süren kızarıklık ve hassasiyet mevcut bir enfeksiyonun belirtisi olabilir.
Ayrıca saç ekimi operasyonlarının başarı oranı, işlemi yapan klinisyenin deneyimine ve uygulama merkezinin donanımına bağlı olarak değişebilmektedir. Kullanılan cihazların yeterliliği, uygulamayı yapacak olan klinisyenin tecrübesi, mevcut teknik hakkında yeterli bilgiye sahip olup olmadığı gibi birçok faktör DHI saç ekimi yönteminin başarısını doğrudan etkileyen önemli faktörlerdir. Bu nedenle saç dökülmesini durdurmak, kalıcı saç kaybını (kelliği) gidermek, son derece doğal görünüme sahip bir saç derisine sahip olmak, kısa seans sayısı ile hızlı çözüme ulaşmak ve enfeksiyon gibi komplikasyon risklerini en aza indirmek isteyen kişilerin DHI saç ekimi yöntemi için güvenilir merkezlere başvurmaları ve uzman klinisyenlerden oluşan ekipleri tercih etmeye özen göstermeleri gerekmektedir.
DHI saç ekimi ile yeni ve sağlıklı bir görünüme kavuşmak ve olası komplikasyon risklerini en aza indirmek için Fermed Clinic’i tercih edin.